Hatay Gezilecek Yerler – Hatay Gezi Rehberi

Hatay Gezilecek Yerler - Hatay

Hatay Gezilecek Yerler – Hatay Gezi Rehberi

Hatay Gezilecek Yerler – Hatay Gezi Rehberi

 Mükemmel bir rehber ile tekrar karşınızdayım.Hem bana sıkça sorulan hem de gezmekten çok keyif aldığım Hatay’için bir rehber oluşturdum.Umarım Hatay gezi rehberi ve Hatay gezilecek yerler sizi aydınlatır.Hazırsanız başlayalım.

Hatay Gezilecek Yerler

Doğunun Kraliçesi Hatay

Hatay’ın hakkını vermek istiyorsanız şayet, öyle Cuma – Pazar gidip gelelim diye plan yapıp, iki günlük hızlı bir tura sığdırmaya çalışmayın bu şehri. Mutlaka birkaç gün daha ilave edin ki, ilçeleriyle beraber gezecek, tarihini doya doya içinize çekecek, doğasını buram buram koklayacak vaktiniz olsun.. Ha bir de mutlaka bir arabanız olsun, her yeri gezeceğim diyorsanız, bu rota arabasız olmaz arkadaşlar..

Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Gezilecek Yerler -Arkeoloji Müzesi
Hatay Gezilecek Yerler - Arkeoloji Müzesi

Antakya ilçesinde bulunan müzenin konumu gerçekten çok merkezi ve ulaşılabilirliği çok kolay.

Hatay’ın tarihi M.Ö. 4000’li yıllara dayanmakta ve içinde birçok medeniyet ve farklı kültürler barındırmakta. Bölgede 1932 yılında başlayan ilk kazı çalışmaları 1948 yılına kadar sürmüş.

Müze Kart ile gezebileceğiniz Hatay Arkeoloji Müzesi, 10.700 metrekarelik sergileme alanı ile dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesidir.

Müzede Prehistorik, Paleolitik Kültür, Amuk KültürüHelenistik Dönem, Roma Dönemi, Nekropol Kültürü, Bizans Dönemi, Hatay Orta Çağ Dönemi ve Dinler, Hatay Arkeolojisi tarihi, güncel kazılar/sergiler olmak üzere dokuz farklı temada eserler sergileniyor.

Bu arada, Hatay Arkeoloji Müzesi dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesi deyince, aklınızdan birinci kim acaba diye geçti değil mi? Kısaca onu da yazayım buraya. Tunus’ta bulunan Bardo Müzesi dünyanın en büyük mozaik müzesi. Kim bilir, belki bir gün bu müzeyi de gezer, sizlerle paylaşırım deneyimlerimi..

Siz de benim gibi müze gezmeyi çok seven biriyseniz burayı gezmeden gelmeyin derim. Ve hemen eklerim, burası benim Türkiye’de gezdiğim müzeler arasında ilk sıradaki favorimdir. O zaman “Bakmadan Gezme”, gezmeden gelme diyorum ve bir sonraki durağımıza geçiyorum..

Habibi Neccar Cami

Antakya Kurtuluş Caddesinde yer alan cami, bölgenin Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde, 638 yılında inşa edilmiş.

Sizlere camiinin isminin nereden geldiğinden bahsetmek istiyorum kısaca..

Rivayete göre M.S. 40’lı yıllarda Hristiyan inancını yaymaya çalışan havariler Antakya’ya gelirler ve bölge halkına Tanrı’nın tek olduğunu anlatmaya çalışırlar. Onlara inananların başında bir marangoz (neccâr) gelir. Neccâr, pagan inanışını terk eder ve havarilere katılır. Ancak havarilerin yeni vaazları halkı git gide öfkelendirir ve kral da havarileri hapse attırır. Bu olaylar üzerine Antakya’ya gönderilen elçi Şem’un Safa mucizeleriyle kralı ikna eder ve arkadaşlarını kurtarır. Ancak halk uğursuzluk getirdiklerini düşündükleri havarilere inanmamaya ve öfke duymaya devam eder. Havarileri taşlayarak öldürmeyi planlayan ahali, kendilerini durdurmaya çalışan Habib-i Neccâr’ı öldürür. Ve yine rivayete göre Habib-i Neccâr’ın kesilen başı, Lübnan Dağı’nın tepesinden şimdi türbesi ve mezarının bulunduğu yere kadar yuvarlanır.

Evet arkadaşlar, Caminin ismi de buradan gelmektedir ve hatta bu olayın Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresi’nde de geçmekte olduğu bilinir.

Saint Pierre Kilisesi

Hatay Gezilecek Yerler - Saint Pierre Klisesi

Eveeeeet, Hristiyanlığın ilk kilisesine hoş geldiniz.. Tüyleriniz ürperdi değil mi..

Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus ilk vaazını burada, bu doğal mağarada vermiş ve inanışa göre cemaat Hristiyan kelimesini ilk kez burada duymuş. Kilise ile ilgili en önemli bilgilerden birisi de, Katolik inancının dünyaya yayılmasında burası merkez olarak konumlandırılmış.

Kiliseye ulaşmak için belli bir yere kadar araç ile gidip daha sonra biraz yürüyorsunuz. İçerisi küçük fakat hissettirdiği maneviyat gerçekten paha biçilemez canlarım..

Cehennem Kayıkçısı

Saint Pierre kilisesine yaklaşık 200 metre mesafede yer almaktadır. Haydi gelin, hem yürüyelim hem de biraz sohbet edelim. Mitoloji sevenleri göreyim lütfen, kaldırın parmakları.

İnanışa göre Kharon, Yunan geleneklerine uygun olarak gömülen ölülerin ruhlarını Acheron Irmağından geçirirmiş. Burası ruhların huzura kavuşması için son aşamaymış.

Kharon’un ruhları karşı kıyıya geçirmek için tek bir şartı varmış. Bu şarta uymayan, yani yanlarında altın getirmeyen ruhlar, sonsuza kadar Cehennem Bölgesi olarak bilinen ırmak kenarında kalır ve acı içerisinde bağırırlarmış. İşte bu nedenle Kharon’a “Cehennem Kayıkçısı” denirmiş..

Ve evet, güzel sohbetimizle beraber kayalardan oyularak yapılan büste geldik. Tüm Antakya’yı görecek şekilde yüzü kuzeye dönük olan büstü gördüğümde içimden istemsizce “kefenin cebi yok be Kharon, değer miydi altın için onca ruha eziyet etmeye” diye bir geçirmiş olabilirim.. J

Haydi bakalım, daha yolumuz uzun arkadaşlar, rotamız Samandağ.

Titus Tüneli

Hatay Gezilecek Yerler - Titus Tüneli

Titus Tüneli, aynı zamanda Titus Kaya Tüneli ve/veya Vespasianus Tüneli olarak da biliniyor.

Roma İmparatoru Vespasian’ın emri ile yapımına başlanmış olan tünel, imparatorun oğlu ve halefi olan Titus tarafından M.S. 81 yılında tamamlanmıştır. Dağlardan gelen ve bölgedeki yaşamı tehlikeye sokan sel baskınlardan korunmak için yapılan 1.380 metre uzunluğundaki tünel tümüyle dağ içerisine oyulmuş, 7 metre yüksekliğinde ve 6 metre genişliğindedir.

Burası benim Türkiye’deki en favori gezilecek yerler listemin en başında yer alıyor. Hala gezmediyseniz çok şey kaybetmişsiniz demektir.

Beşikli Mağara

Hatay Gezi Rehberi - Beşikli Mağara

Son dönemde yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça rağbet gören Beşikli Mağara, Titus Tüneli’nin yaklaşık 100 metre ilerisinde yer alıyor. Kaya Mezarları olarak da bilinen Beşikli Mağara gerçekten göz kamaştırıcı. Adında mağara geçtiği için burayı doğal bir mağara zannetmeyin arkadaşlar, burası bildiğimiz anlamda bir mağara değil, buraya geldiğinizde Roma Döneminden kalma müthiş bir tarihi ve mimari zenginliğin ortasında buluyorsunuz kendinizi. Giriş kısmındaki taş işçiliği, tavanlardaki süslemeler, taş sütunlar, kabartmalar gerçekten büyüleyici. Mağarada yer alan kaya mezarlarının beşiğe benzemesi nedeniyle Beşikli Mağara olarak anılan bu sıra dışı yerin dönemin soylularına ayrıldığı düşünülüyormuş.

Musa Ağacı

Hatay Gezi Rehberi - Musa Ağacı

Buralara kadar gelip de Musa Ağacı’nı görmeden gitmek, hikayesini dinlememek olmaz tabi.

Rivayet odur ki, Hz. Hızır ile Hz. Musa Samandağ sahilinde buluşup birlikte dağa çıkarlar. Hıdırbey Köyü yolu üzerinde bulunan yere geldiklerinde Hz. Musa çok susar ve elindeki asayı toprağa saplayıp eğilip su içer. Dönüp asasını almak istediğinde asanın yeşerip filizlendiğini ve fidana dönüştüğünü görür. Bölge halkı, Ab-ı Hayat suyundan can bulan bu fidanın binlerce yılda büyüyerek bugünkü halini aldığına inanıyor. Musa Ağacını görmeye gittiğinizde dilek tutmayı ve Ab-ı Hayat çeşmesinden kana kana su içmeyi de sakın unutmayın canlarım.. Sizin de hayatınızda nelerin yeşerip filizleneceğini kim bilebilir..

Eh, artık yavaş yavaş gün batıyor.. Yeteri kadar yorulduğumuza ve ruhlarımız manevi olarak dolup taştığımıza göre, artık dinlenme ve günün güzelliklerini düşünerek huzurla uyuma zamanı.

Yarın yolumuz uzun İskenderun’a gidiyoruz canlarım.

Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

Hatay Gezilecek Yerler
Hatay Gezilecek Yerler Listesi

Mimar Sinan’ın muazzam eserlerinden biri olan Külliye, Hatay’ın Dörtyol ilçesinin Payas Beldesinde bulunuyor.

Bu arada yazımın başında da dediğim gibi Hatay’daysanız araçsız çok zor, zamandan tasarruf için kesinlikle şart diyorum, tekrar hatırlatayım istedim. J

Dönelim konumuza, 1574 yılında Sokullu Mehmet Paşa’nın isteği üzerine inşa edilen Külliye, Türk – İslam Mimarisi’nin en güzel eserlerinden birisi olarak kabul ediliyor.

Oldukça kapsamlı bir yapı olan külliye; han, arasta, tabhane, imaret, cami, hamam, medrese, sıbyan mektebi, çeşme ve köprüden oluşmaktadır.

Kısaca Payas’ın tarihinden de bahsetmek isterim sizlere. Konumu gereği tarih boyunca stratejik açıdan önemini koruyan Payas’ın Orta Çağ’daki adı Baias’mış. Günümüze gelene kadar Bayyas, Bayas ve son olarak da günümüzde kullanılan Payas adını almış.

Dönemin iki büyük gücü olarak kabul edilen Bizans İmparatorluğu ve İran Krallığı arasındaki savaş da Payas’ta olmuş. Daha sonraları Payas, Haçlı Seferleri yolu üzerinde olması nedeniyle önemini korumuş ve son olarak da Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi ile Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiş. Hem Haç yolu üzerinde olması nedeniyle hem de Payas Limanı’nın, Osmanlıların ticaretinde önemli bir rol oynaması ve tüm doğu seferlerinde lojistik ikmal yeri olarak kullanılması nedeniyle Osmanlılar Payas’a çok büyük önem vermişler.

Payas Kalesi

Haçlı Seferleri sırasında Cenevizliler tarafından yapıldığı bilinen sekiz kuleli bu kale Kudüs’e giden hacıların güvenliğini sağlayan Tapınak Şövalyeleri’nin kontrolündeymiş. Bölge Osmanlıların kontrolüne geçtiğinde kale onarılamayacak durumda olduğu için planına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş ve Osmanlı Devleti tarafından çok önemli bir üs olarak kullanılmıştır.

İskenderun Deniz Müzesi

Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili ama maalesef deniz müzeleri bakımından çok da zengin bir ülke değiliz. Şöyle söyleyeyim, 2009 yılında hizmete giren müze ülkemizdeki 3. deniz müzesi.

Atatürk Bulvarında yer alan müzenin binası 1930 yılında inşa edilmiş ve 1942 yılında Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınmış. 2008 yılına kadar farklı hizmetler için kullanıldıktan sonra müze olarak düzenlenerek hizmet vermeye başlamış.

Altı salondan oluşan müze aynı zamanda kurumsal olarak sanatı ve sancıyı da destekleyen bir misyona sahip olarak faaliyetine devam ediyor.

Programınızı yaparken aman dikkat edin, müze pazartesi günleri kapalı.

İskenderun Sahil

Hatay Gezilecek Yerler – İskenderun Sahil
Hatay Gezi Rehberi - İskenderun Sahil

Amanos Dağları’nın, Akdeniz’e kavuştuğu, yaklaşık 30 kilometrelik uzunluğa sahip sahil şeridi, aynı zamanda Körfezin Gerdanlığı olarak da anılıyor. Muazzam gün batımlarına ev sahipliği yapan İskenderun Sahilinde yüzünüzde tatlı bir rüzgar ile uzun ve keyifli yürüyüşler yapabilir, denizin ve doğanın kokusunu doya doya içinize çekebilirsiniz..

Arsuz Sahili

Hatay - Arsuz Sahil

Arkadaşlar iddia ediyorum, Arsuz bildiğimiz o çok meşhur tatil beldeleriyle rahatlıkla kapışır, hatta bence açık ara da kazanır.

Akdeniz’in en muazzam koylarından birinde, bir yarımada üzerinde kurulmuş olan Arsuz ilçesi, tertemiz denizi ve incecik kumuyla bölgenin önemli bir turizm merkezi olarak göze çarpıyor. Arsuz ilçesi tarihi boyunca çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve  Rhosus, Rhopolis, Port Panel, Kabev ve Arsous gibi isimlerle anılmıştır. Günümüze de Arsuz olarak gelmiştir. Medeniyetler beşiği olarak bilinen Arsuz’da birçok tarihi yapı buluyor. Deniz ürünleri oldukça meşhur olan ilçede kamp yapılabilecek yerler ve tesisler de çok fazla bulunmaktadır. Kamp meraklısı arkadaşlarım özellikle not edin burayı.. J

Harbiye Şelalesi

Programımıza sonradan dahil olan bu yer gerçekten görülmeye değer. Gerçi son anda programa aldığımız için biraz koştur koştur oldu, çok da hakkını veremedik vakit olarak ama görmeden de gitmemiş oldum. Merkeze yaklaşık 6-7 kilometre mesafede yer alan şelaleye inerken bir yandan da şelalenin hikayesini dinledim. Rivayete göre Zeus’un oğlu Işık Tanrısı Apollon ırmak kenarında genç ve güzel bir peri kızı görür. Daphne (Defne) adındaki bu güzel kız Apollon’dan korkar ve kaçmaya başlar.. Ancak aralarındaki mesafe git gide kapanır ve Apollon’dan kurtulamayacağını anlayan Daphne Toprak Ana’ya kendisini kurtarması için yalvarmaya başlar.. Bunun üzerine peri kızının bedeni bir defne ağacına ve ayakları da bu ağacın köklerine dönüşür.. İnanışa göre Harbiye Şelalesi de Daphne’nin gözyaşlarından oluşmuş..

Helenistik ve Roma dönemlerinde dünyaca ünlü bir sayfiye yeri olarak kullanılan bölge zamanla bu ihtişamını kaybetmiş olsa da, kısıtlı zaman nedeniyle hikâyenin ve şelalenin tadı damağımda kaldı..

Ve Hatay dendiğinde Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadan geçmek olmaz..

Hatay - Atatürk

‘’Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz’’ diyen Atatürk’üm hastalığını öğrendikten sonra Hatay sorununu hızlıca çözüme kavuşturmak için öncelikli olarak ele almış ve Hatay’ın bağımsızlığını ölmeden önce görebilmişti. Ancak Hatay’ın Türkiye’ye katılımı maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra gerçekleşebildi.

Saygıyla, Özlemle, Minnetle ve Rahmetle…

 

 

Tuğçe Şen
bakmadangezme1@gmail.com

Merhaba! Ben Tuğçe.

Yorum Yok

Post A Comment