Huzurun ve Güzel İnsanların Yeri “Bohem’S Coffe”

BOHEMS coffe

Huzurun ve Güzel İnsanların Yeri “Bohem’S Coffe”

Huzurun ve Güzel İnsanların Yeri “Bohem’S Coffe”

Bugün sizlere, mottosu “Huzur ve güzel insanların yeri” olan ve buram buram tarih kokan bir mekândan bahsedeceğim; Bohem’S Coffe.  Tarih kokuyor dediğime bakmayın, mekânın işletmecisi Ali Bey, geçmiş ile geleceği öyle güzel harmanlamış ki, sanki bütün zamanları bir arada yaşıyor gibi hissediyorsunuz.

Bohem’s’i önemli kılan şeylerin başında bulunduğu bina geliyor. Çünkü bu bina, Taksim’deki diğer sıradan tarihi binalardan çok daha farklı özelliklere sahip. İşletmenin sahibi Ali Bey, bize bu binanın tarihi hakkında bir hayli bilgi verdi. Bohems’S, 1902 yılında yapımı tamamlanmış olan Recaizade Arif Paşa Apartmanı’nda yer alıyor.

Recaizade Arif Paşa Apartmanı, ilk avlulu apartman ve aynı zamanda Osmanlı döneminde elektrik ile aydınlatılan ikinci apartman olma özelliklerini taşıyor. Yine ilk asansörlerin yapıldığı binalar arasında yerini almayı da unutmuyor.

Aparman, yapıldığı günden bugüne hiç restore edilmemiş. Kendi yapısını ilk günkü gibi koruyor. Nedeni ise, hala daha sahibi olan Recaizade Arif Paşa’nın beşinci kuşak torunlarının herhangi bir restorasyon çalışmasını istemiyor olması. Aradan beş kuşak geçmesine rağmen binayı böylesine sahiplenmeleri gerçekten onlar adına da bizim adımıza da oldukça gurur verici. Bu bize, geleceğe şekil vermek için geçmişi unutmamak gerektiğini hatırlatıyor.

İşletme sahibi Ali Bey, bu binada yıllarca önemli isimlerin oturduğunu belirtti. Bu isimlerden ilki, Adalet Ağaoğlu. Hatta Adalet Ağaoğlu’nun torunu hala daha aynı dairede ikamet etmeye devam ediyormuş. Cem Kınay ve yapımcı Elif Dağdeviren de bu binada oturan diğer isimler arasında. Bu binanın, bu kadar sahiplenilmesi ve değer verilmesi, bizim için oldukça önemliydi. Ali Bey de bu değerleri olduğu gibi yaşatmaya devam etmek istemiş olacak ki, tam da bu binanın yapısına uygun bir işletme açmaya karar vermiş.

Bu mekânda, sandalyeden duvar işlemesine kadar her şey el emeği ile yapılmış. Ali Bey, eski yapıyı koruyarak yeni bir mekân oluşturabilmek için çizimlerine kadar her şeyiyle kendisi ilgilenmiş. Yeri geldiğinde sıvasını bile kendisinin yaptığını belirten Ali Bey, ortaya gerçekten hem lezzetleriyle hem de estetik yapısıyla bizi kendine çeken bir ortam yaratmayı başarmış.

Ali Bey, yalnızca dekorasyonla kalmamış, tarihi objelerle de ortama ayrı bir hava katmış. Mekânın içerisinde üç farklı tarihi objenin olduğundan bahseden Ali Bey’in üç ayrı obje için anlattığı hikayeler de bizi hem duygulandırdı hem de sevindirdi. Burada bulunan ilk obje, M.Ö. 4. Yüzyılda bir Fenike batığından çıkarılan amfora replikası. Bir diğer nesne ise Ali Bey’in yıllar önce bir arkadaşına hediye ettiği ve sonrasında arkadaşının ona tekrar hediye ettiği kahve öğütücü. Bu kahve öğütücü, Yemen’deki abanoz ağaçlarından yapılmış. Diğer önemli nesne de bir hanımefendinin mekânın açılışında Ali Bey’e patenti ile birlikte hediye ettiği, Anzak askerlerinin Çanakkale Savaşı’nda kullandığı mermi sandığı. Bu üç nesne de gerçekten tarihi açıdan önemli nesneler. Bohem’S, eminiz ki bu nesneleri gözü kulağı gibi koruyor ve her geçen gün değerini daha da fazla anlıyorlar.

Mekânın dekorasyonuna kahverengi, bakır ve yeşilin farklı tonları hâkim. Birbirine zıt gibi görünen bu renklerin tek bir alanda bu kadar güzel bir uyum içinde olması beni şaşırttı. Çünkü her şey o kadar orantılı ve yerinde olmuş ki insanın bütün gününü burada geçiresi geliyor. Mekânın kapısından içeriye ilk adımınızı attığınızda sanki biri sizi alıp başka bir diyara ışınlamış gibi hissediyorsunuz. O gün içerisinde ne yaşamış olursanız olun her şeyi unutturuyor ve içinizi bir huzur kaplıyor. Bohem’S, gerçekten belirlemiş olduğu mottonun hakkını fazlasıyla veriyor.

Tarihsel yapısının büyüleyiciliğine birbirinden ilgili çalışanları, tadı damağımızda kalan yiyecek ve içecekleri de eklenince Bohem’S, akıllarda yer eden ve hep gidilmek istenen nadide mekanlardan biri haline geliyor. Biz ilk olarak el yapımı, içi dolgulu kruvasanları ve cortadosunu denedik. Ardından da Sunshine ve Bluemoon adını verdikleri kokteyllerini tattık. Kokteyller gerçekten baristanın gizli sırrının açığa çıkarılmasına imkân vermeyen türdendi. İçimizi ferahlatan kokteylleri ve sıcak – soğuk kahve çeşitleriyle Bohem’S bizim göz zevkimize olduğu kadar damak zevkimize de fazlasıyla hitap etti.

Bohem’S’in adı da kafenin her ayrıntısı gibi kesinlikle rastlantısal değil. Burası, bohems yaşam tarzını yaşatıyor. Geçmişin izlerini daima taşımasının yanında Ali Bey’in bir süre bohems yaşam tarzında yaşamak durumunda kaldığı zamanları ona hatırlatıyor. Tıpkı apartman gibi bu mekân da Ali Bey aracılığıyla bizlere geçmişi unutmadan geleceği görebilmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Bu ayrıntıyı öğrenince buraya olan ilginiz ister istemez daha bir artıyor.

Ali Bey, Bohems’i tanımlarken “Burası huzura açılıyor ve güzel yürekli insanların yeri.” Diyor. Bu cümlesi gerçekten her kelimesiyle burada anlam buluyor. Bizi uğurlarken “Cumhuriyet ile kalın efendim.” Diyen Ali Bey, aslında Atatürk ve cumhuriyet aşkı ile dolup taşan bu mekânın güzel bir betimlemesini yaparak, incelikli bir selamlama ile bizleri daha da duygulandırıyor.

En ince ayrıntısına kadar her şeyin düşünüldüğü, hiçbir şeyin rastlantıya bırakılmadığı bu kafede, İstanbul’un karmaşası birdenbire yok oluyor, içiniz huzurla doluyor ve bana kalırsa Bohem’s en doğal terapi alanlarından biri haline gelmiş durumda. Ruhunuzu dinlendirmek istediğiniz her an kaçıp Bohem’S’e gelebilir ve kendinizi burada yenilenmiş hissedebilirsiniz.

Tuğçe Şen
bakmadangezme1@gmail.com

Merhaba! Ben Tuğçe.

Yorum Yok

Post A Comment