Sultan Carpet

Sultan Carpet

Dünyada bilinen en eski halıların Orta Asya Türkleri tarafından dokunduğu söylenir. Bu alanda uzman tarihçilere göre günümüze kadar gelen en eski halı, M.Ö.  6. – 5. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen ve Hunlar tarafından yapılan Pazirik halısıdır. Bu halı hala Leningrad Müzesi’nde sergilenmektedir.

Türkler, göçebe bir toplumdur. Bu nedenle çadırlarda kullanabilecekleri en güzel zemin kaplama malzemesi halı ve kilimlerdir.  Halıcılık, temelde düğüm tekniklerini bilmekle ilgilidir. Çeşitli düğüm teknikleri, desenleri ve halının yapısını oluşturan ana unsurdur. Dünyada halı dokumasında kullanılan iki çeşit düğüm tekniği vardır. Bir tanesi İran düğümü tekniği diğeri ise Türk düğümüdür. Türk düğümü tekniği, çift düğümle işlenir. İran halısı ise tek düğüm tekniği kullanılarak oluşturulur. Türk düğümü olarak bilinen çift düğüm tekniği, işlemde düğümün hem sağdan hem de soldan atılması nedeni ile çok daha sağlam ve dayanıklı olmasını sağlar. İran düğüm tekniği olan tek düğüm ise motiflerin çok daha belirgin görünmesini sağlasa dahi Türk halıları kadar dayanıklı olmazlar. İran halısı ile Türk halısı arasındaki fark da bu düğüm tekniğinden kaynaklanır. Türk halılarını diğer halılardan ayıran bir diğer özellik de daima canlı ve parlak renklerin kullanılmasıdır. Özellikle kırmızı renk, onlarla özdeşleşmiştir.

Eski zamanlarda halıların üzerine yapılan desenlerin hiçbiri rastgele ya da yalnızca estetik görünüm için yapılmamıştır. Her birinin birer anlamı vardır. Özellikle çeşitli anlamlarda desenler işlenmesinin en önemli nedeni halkın okuma – yazma bilmiyor olmasıdır. Halılar, eski dönemlerde daha çok genç kızlar tarafından işlenmektedir. Bu desenlerde aslında bu genç kızlar kendi duygu ve düşüncelerini bu halıya desenlerle işleyerek ifade ederler. Bu motifler ve desenler arasında en sık karşılaşılanları; gül, insan figürleri, yıldız ve kalptir.

Geleneksel halı dokumacılığı yani el ile halı dokuma işinin 18. Yüzyıldan itibaren yavaşça azaldığı görülse de tamamen unutulması teknolojik gelişmelerin sonucunda gerçekleşir. Sanayileşmenin artması ve artık ihtiyaç olan her şeyin fabrikalarda makineler aracılığıyla üretilmesi nedeni ile insanlar halı dokumasını da makinelerin eline teslim etmeyi tercih etmişlerdir. Bu her ne kadar dünya için büyük bir gelişim olarak görülse de kültürel kimlik yitimimizi destekleyen olumsuz etkenlerden bir diğeridir.

Kapadokya’nın halı dokumacılığı ile çok derin ve eskilere dayanan bir ilişkisi vardır. Bu sanatın Anadolu’ya Selçuklulardan geldiği bilinir. Ve bu gelişin ardından halı dokumanın ilk olarak Avanos ve çevresinde, 1202 yılında yapıldığı bilinir. Bu dönem aynı zamanda bölgede yerleşik hayata geçilen dönemdir. Dolayısı ile Kapadokya’da halı dokumacılığı yerleşik ve köklü bir kültür haline gelmiştir. Öyle ki ta o zamandan bu zamana dilden dile, elden ele geçen farklı dokuma teknikleri ve desenler hala en ayrıntılı biçimde yalnızca Kapadokya’daki halı dokumacılar tarafından bilinir.

İç Anadolu, yüzyıllardan beridir halıcılığın ve kilimciliğin en yoğun olduğu bölgeler arasında yer alır.  Bu bölgede halıcılık kültürünü 1989 yılından bu yana yerli ve yabancı misafirlere hizmet vererek sürdüren en eski mağazalardan biri Sultan Carpets’tır. Günümüzde halıcılık kültürü ne yazık ki bitme noktasına gelmiş durumdadır. Bunun en önemli nedeni de pek tabi teknolojinin gelişmesi ve artık nüfusun büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşıyor olmasıdır. Her ne kadar bunun etkisinin az olacağı düşünülse de bir büyük etken de 2014 yılından sonra hayata geçirilen 12 yıl zorunlu eğitim sistemidir. Çünkü bu eğitim sistemi öncesinde özellikle kırsal kesimlerde kız çocukları ortaokuldan itibaren okul hayatları sona erdiği için el işçiliği yapar ve halı dokumayı öğrenirlerdi. Birkaç yıl sonra da bu el sanatlarını, geleceklerine yatırım olarak çeyiz haline getirirlerdi.

Sultan Carpets, günümüz koşullarına karşın geleneklerinden ve eski öğretilerinden beslenmeye devam etmektedir. Öyle ki, yalnızca İç Anadolu ve Türkiye ile sınırlı kalmaz ve dünyanın hemen her yerine kilim ve nakış üretimi, onarımı ve ihracatı gerçekleştirir. Sultan Carpets, özellikle teknolojik herhangi bir makine kullanmaz ve el işçiliği ile maharetli kadınların yaratıcılıklarını ve becerilerini bütün dünyaya yaymaya devam eder. Firmanın temel amacı ise Türk El Sanatları’nın bir gelenek olarak devam etmesinin de yanında bu sanatları bütün dünyayla tanıştırmaktır. Bu açıdan bakıldığında eski motiflerin kullanımının yanı sıra her yöre ve bölgede anlam ifade edebilecek, günümüz insanına da hitap eden tasarımları ile de dikkat çeker.

Sultan Carpets gerçekten bir halı mağazasından çok daha fazlası. Mağazadan içeri adım attığım anda kendimi yüzyıllar öncesinde bir Pazar yerinde gibi hissettim. Halıların renk uyumları, desenlerinin muazzam görüntüsü beni benden aldı. Tabi gezip görünce işin içine koku ve dokunma duyularım da karıştı. Halıların dokuları o kadar naif ki dokunmaya kıyamıyorsunuz. Ortamın kokusu da hazır üretim halıların verdiği o plastik koku değil bildiğiniz doğal, doğadan gelen boyalarla iplik kokusunun birbirine karışımı… Bütün bu bileşenler Sultan Carpets’in işini hakkıyla yaptığını kanıtlıyor.

Tuğçe Şen
bakmadangezme1@gmail.com

Merhaba! Ben Tuğçe.

Yorum Yok

Post A Comment